- PROLOG
Bebek Arabasının Hazin Sonu / Gülay Gökçen

Genç çiftin nostaljiye kapılıp bebek sahibi olmak istemesinin üzerinden epey zaman geçti. Sonunda binlerce sperminden bir tanesinin işe yaradığını görmek ilk etapta adamı sevindirmiş, hatta gururlandırmıştı. Son zamanlarda kentte sperm sorunu oldukça fazla yaşanıyordu. Değerli hücrelerin korunması gerekti ve dondurularak saklandıkları için kentte adım başı dev dipfrizeler vardı. Adam karısının sağlıklı bir yumurtaya sahip olduğunu ve döllenme sonucunda bir oğlu olacağını öğrendi. Önleyemediği bir içgüdüyle ona sürekli sürprizler yapmak istedi. Günlerdir alışveriş sitelerinde bebek arabasıyla ilgili linklere bakıyor, modern çağın harikalarından faydalanarak en iyisini, en konforlusunu araştırıyordu. Uzun bir uğraştan sonra bir tane sipariş verdi. Bebek arabasını kullanma ehliyeti sadece bir yıl, yani bebek yürümeye başladığı zamana kadardı. Bebek yürümeye başladığı andan itibaren bebek arabasını hâlâ kullanan ebeveynler için cezai yaptırımlar uygulanıyordu kentte.
Sürprizler dokuz ay on gün boyunca devam etti. Kadın mutluydu, suni doğuma hazırdı. Doğum dokuz ay on gün sonra gerçekleşti. Adam artık babaydı. Yeni unvanına alışmak ve bu unvanını sürdürmek için on yılı vardı. Bebek, fanusta üçüncü trimesterini tamamladıktan sonra dış dünyaya bırakılmak üzere ilk kadının kucağına verildi. O günden sonra anne sıfatı kazanan kadın, bebeği kız olsaydı annesinin ismi olan Eda ismini koyacağını aklından geçirebilirdi. Bebek erkek olduğu için baba da bebeğinin adının kendi babası gibi Can olmasını isteyebilirdi. Ancak bu mümkün değildi. Kartopya ülkesi, doğar doğmaz birey olarak kabul edilen bebeğe ad koymayı anne ve babaya yasaklamıştı. Modern çağda çocuklar kendi isimlerini kendileri alabilirlerdi. Çocukların isim alması on yıl sonra gerçekleşiyordu. Semtinin bu yıl doğan on üçüncü bebeği olduğu için adı, MAVİkod13 olmuştu. Bebekle ilgili her türlü gereksinimde tedarik için alternatifler çoktu. Teknoloji bin bir çeşit fırsatı çiftlerin önüne seriyor, onlara sadece seçmek kalıyordu. Anne, çağdaşı birçok kadına göre nostalji seviyordu ve bebeğin bakımında bazı ritüelleri uygulamanın bir sakıncası olmadığını düşünüyor, bebeğinin en az iki yıl geleneklere göre büyümesini istiyordu. Dijital kütüphanelerde nostalji bölümündeki görsellerden öğrendiği kırk uçurma ya da diş buğdayı gibi etkinlikler yapmaktan, çevresinde böyle şeylerin adları bile geçmediği için vazgeçmek zorundaydı. Bütün bunları yapamayan anne, hiç olmazsa bebeğimi emzireyim, diyerek Kartopya Hisler ve Hormonlar Daire Başkanlığı’na başvuruda bulundu. Doktorlar istek üzerine suni hormonlarla annenin memelerinden süt getirtmişti. Neyse ki bebeğin beslenmesine kimse karışmıyordu. Emzirme işini de kocasının baskılarına rağmen bir yıl sürdürebildi. Çünkü kocası, “Memelerinin formunun bozulmasını istemiyorum,” demişti. Ama kadın, “Onu hissetmek istiyorum,” diyerek özellikle bu konuda nostaljide karar kılmıştı. Zaten bir fanus bebek dünyaya getirmişti. Bıraksınlar da bebeği meme emebilsindi. Yaşıtı annelerden bunu saklamak zorunda kaldı. Çünkü kendisiyle alay edilsin istemiyordu. Fakat bunu duyan birkaç arkadaşı onunla görüşmeyi kesince bu duruma çok içerleyip kapsül biberona geçmek zorunda kaldı. MAVİKod13 ilk doğum gününü anne ve babasının isteği üzerine tam bir yaşında kutladı. Doğum günlerini kutlamak kutsal sayıldığından ne toplum ne de Kartopya yasaları bu işe karışıyordu. Zamanı saymak hâlâ çok önemliydi. Seremonilerde de geleneksellikten yana olan anne, pastanın gerçek bir pasta olmasını istedi. Kapsül üflemekten zevk almadığını her fırsatta herkese söyledi. Alafranga Party isimli organizasyon şirketiyle uygun fiyata anlaşıldı, nostaljiye göre balonlar uçuruldu. Haliyle mumları anne ve baba üfledi. Davetliler de anne ve babanın arkadaşlarıydı. Doğum günü hediyesi olarak oldukça lüks dijital otomobil oyuncaklar, ultra otomatik silah ve fantastik kahraman maketleri geldi. Anne gelen davetlilere, “Bundan sonraki doğum günü partilerini MAVİKod13 okula başlayınca yapmayı düşünüyorum,” dedi ama her yıl parti yapmaya, babayla birlikte bir oyunu sürdüren iki çocuk gibi davranıp MAVİKod13’ün mumlarını üflemeye devam ettiler. MaviKod13, dört yaşına gelip kendi mumunu üfleyinceye kadar olan bitenden habersizdi. Kaliteli malzemeden yapılmış dijital oyuncaklarıyla oynuyor, motor ve zihinsel gelişimini tamamlıyordu. Sonraki günlerde baş gösteren sorunlar bebeğin eğitimiyle ilgiliydi. Baba çocuğunu teknolojinin tüm imkânlarını kullanarak yetiştirmek istiyordu. MAVİKod13’ün geleceği söz konusuydu ve artık nostaljiyi tamamen bir kenara bırakmak gerekti. Bebeği sürekli sevmenin, ona şefkat göstermenin ve dahası onunla her an birlikte oynamanın sakıncası büyüktü. Nostaljiyle büyütülen çocukların ezik ve toplumdan dışlanan çocuklar olduklarını biliyordu ve karısının ısrar etmesini önlemek için onu bir gün KarMER’e şikâyet etti. Gereken yapıldı ve kadın defalarca uyarıldı.
Dijital çağda çocuk bakımı hiç zor değildi ve üstelik nostalji her şeyi zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Bütün detaylar zaten düşünülmüştü. Konforlu kreşler, robot bakıcılar, vitaminlerle donatılmış çeşit çeşit kapsüller, son model oyuncaklar. Üstelik orta halli bir ailenin nostalji partileri yapması zaten imkânsızdı. Nostalji sadece köklü ailelerin başvuracağı bir yönteme dönüşmüştü ve bunun için çok para gerekiyordu. Anne bu dört yıl içerisinde bu konu üzerinde çok durdu ve sonunda karar verdi. Çocuğuyla aynı frekansta buluşmanın zorluğunu düşündükçe tüm annelik haklarından feragat etti. MAVİKod13’ün Kartopya yasalarına göre özgür ve aileye bağlılık reddi kanunu ile bağımsız bir birey olduğunu kabul etti. Sekiz yaşındayken tamamıyla Kartopya’nın himayesine giren MAVİKod13 Kartopya yönetiminin sunduğu tüm olanakları sonuna kadar kullanıyor hatta fazlasını istiyordu. Artık nostaljiye hiç yer vermeyen anne ile baba bir süre sonra yine kadınla erkek oldular. Sıradan, alelade. Mekanik bir hayatın kollarında mutluluğu bulan MAVİkod13 her şeyi sanal yaşamaya başladı ve hissiz büyüdü. Çiçeğin kokusunu, yemeğin tadını, sevişmenin hazzını tanımayan MAVİkod13 Kartopya Nüfus İdaresi’ne ikinci kez verdiği beyanatta isim değiştirmek istemediğini bildirdi ve bir süre sonra hayatına giren robot sevgilisiyle tüm zamanını geçirerek adeta bir robota dönüştü. Robota Aşık Olma Sendromu yaşıyordu. RAOS’a yakalandığından beri anne ve babası dâhil kimseyle görüşmüyordu. Modern çağda sık sık rastlanan bir şeydi bu. Normal insanlarla yaşanacak duygusallığın getirdiği yıkımları ortadan kaldırmak için modern insan, hayatında mutlaka yakalanırdı bu sendroma. Bir tür kaçıştı bu. Bir süre sonra yasalar tekrar değişti, Kartopya Hisler ve Hormonlar Genel Başkanlığı’nın önergeleriyle gerçek duygu sektörünün tüm organizasyonları tamamen ortadan kaldırıldı. Bir bildiri yayınlandı. Nostalji adı altında yapılan etkinliklerde karmaşaya neden olan anne-baba-çocuk ilişkileri ve etkinlikleri topluma zarar veriyordu. Bu ilişkileri tamamen ortadan kaldırmak için sosyal politikalar geliştirildi ve RAOS tedavisi için açılan klinikler kapatıldı. Kaliteli robot üreten fabrikaların sayısı arttı. Doğal yoldan hamile kalmayı ve normal doğumu tamamen bitirmek için suni döllenmeler, tüp ve fanus bebekler artmaya başladı. Üstelik bebeğin isim alma yaşı beşe indirildi. On sekiz yaşından beri MAVİkod13’le tüm irtibatı kesilen kadınla erkek kendilerini tekrar böyle bir durumun içinde bulmak istemeyince ilk denemelerinden de pişmanlık duydular ve ikinci bir çocuk sahibi olmak için hiçbir çaba harcamadılar. Kalple akıl arasındaki boşlukta kaybolan çift bir süre sonra MAVİkod13 için aldıkları bebek arabasını son model robotların ayak tırnaklarının yapımında kullanılması için hurdacıya verdiler.